Permakültür Anaokulu
Permakültür Anaokulu Nedir?
Permanent Agriculture” kavramı ilk olarak Franklin Hiram King’in 1911 yılında yazdığı “Farmers of Forty Centuries: Or Permanent Agriculture in China, Korea and Japan” adlı kitapta kullanıldı.
“Permakültür” (permaculture) kelimesi ise 1970’lerde Avustralyalı Bill Mollison ve David Holmgren tarafından, endüstriyel ve tarımsal sistemler tarafından yaratılan toprak, hava ve su kirlenmesine, kaybolan bitki ve hayvan türlerine, doğal olarak yenilenemeyen kaynakları yok edici ekonomik sisteme tepki olarak geliştirildi ve eski deneyimlerden oluşan bitki, hayvan ve sosyal sistemlerin bilgisine yeni fikirlerin eklenmesiyle, “kalıcı tarım” ve “kalıcı kültür” inşa etmek manasında kullanıldı.
Kavram zamanla değişik manalarda kullanılmış olmakla birlikte, günümüzde artık; gıda üretimi, arazi kullanımı ve topluluk inşa etmede sürdürülebilir ve etik bir tasarım usulü kullanmak olarak tanımlanabilir.
Sürdürülebilir tarım ya da permakültür (Latince: permanere sürmek, devam etmek, cultura tarım), doğadaki insan yerleşimlerini, doğal ekosistemlerden örneklenen ziraat uygulamaları ve sürdürülebilirlik görüşüne göre uygulayan bir ekolojik tasarım anlayışıdır.[1][2]
Bill Mollison’a göre tasarımın ilkeleri
Yeryüzüne özen gösterme; bütün yaşam sistemlerinin, canlı cansız bütün varlıkların devamı ve çoğalması için gerekli koşulları sağlama.
İnsanlara özen gösterme; insanların gıda, barınak, eğitim, tatmin edici iş ve keyifli insan ilişkilerine sahip olarak sağlıklı bir şekilde var olmaları için gerekli kaynaklara ulaşmalarını sağlama.
Nüfus ve tüketime sınır getirme; ihtiyaçların kontrol altına alarak yukarıdaki ilkeleri desteklemek için kaynaklar temin edilebilir Zaman, para veya enerji cinsinden olabilecek bu kaynaklar birinci ve ikinci ilkelerin gerçekleştirilmesinde kullanılabilir.
Felsefeye göre; bitkiler, hayvanlar, onların besin döngüleri, iklim faktörleri ve hava döngüsü süreçleri ekolojik resmin bir parçasıdır. Habitat sakinlerinin ihtiyaçları gıda, enerji, barınma ve altyapı için kanıtlanmış teknolojiler kullanılarak sağlanır. Sistemde bir elemanın çıkışı başka bir elemanın girişi olarak görülmektedir.
Sürdürülebilir bir sistemde, iş yükü en aza indirilmiş, atıklar kaynak şekline dönüştürülmüş ve verim en üst düzeye çıkartılmıştır. Bu ilkeler çiftliklerde, evlerde, bir ölçüde kentsel yerleşimlerde veya herhangi bir ortamda uygulanabilir. Permakültür tasarımının temel amacı; bitki, hayvan ve insanları üretim amaçlı bir araya getirerek, bakımı kolay, sürdürülebilir ve kendi kendine yeten bir düzeni “mümkün olan en küçük alanda” oluşturmaktır.
Rengi’nde Permakültür
Okulumuzda Gıda ve gıda hazırlama atıkları bokashi kovalarında fermante edilerek kompostlanmakta ve doğal gübre yapılmaktadır.
Sanat Atölyemize dönüştürülebilir atıklar, artık malzemeler, doğal materyaller kullanılmaktadır.
Sınıflarımız ve atölyelerimizde oyuncak yerine ceviz kabukları, yapraklar, dal parçaları, toprak, meyve çekirdekleri, eski kıyafetler, düğmeler, çantalar, hediye kutuları vb. kullanımı yer almaktadır.
Atıkların dönüştürülmesi yanında, kimyasal ilaç kullanılmayan ,kendi üretimimiz solucan gübreleriyle toprağı beslediğimiz doğal tarım uygulamaları yapılmaktadır.
Minik Tema eğitim uygulamalarında ,Sıfır Atık Projesi kapsamında “Düşün, Gerekli Değilse Tüketme”, “Daha Az Tüket”, “Değerlendir, Yeniden Kullan”, “Değiştir, Farklı Amaçla Kullan” ve “Dönüştür, Doğa Kazansın” becerileri edinilmektedir.